Yaşlanmayı Geciktiren Besinler Nelerdir?

    01.12.2019
    1.390
    Yaşlanmayı Geciktiren Besinler Nelerdir?

    Yaşlanmayı Geciktiren Besinler Nelerdir? Yaşlanmak sanıyoruz hepimizin sağlığının en büyük düşmanlarından ve endişelerinin en büyüklerinden. Küçük belirtileri tolere etsek de yaşlılığın sağlığa olan etkileri hepimiz korkutabiliyor. Ancak doğanın verdiği şifalı ürünler sayesinde bu durumun ertelenmesi ve yıllara meydan okumak kolaylaşabiliyor. Yaşlanmayı geciktirmek için yapılan çalışmalar doğrultusunda bulunan ve sizler için derlediğimiz yaşlanmayı geciktiren besinler nelerdir sorusunun yanıtlarını bu yazımızda bulabilirsiniz.

    Kimisi için iyi bakteriler, kimisi için de sağlıklı yağ asitleri… Herkesin cilt yaşlanmasını önlemek için ne yapılmalı sorusuna bulduğu yanıt farklı. Ancak bunun nedeni yüksek bir çeşitlilik olması. Öyle ki bilim dünyasına göre yaşlanmaya savaşabilmemize yardımcı olan tam 732 farklı besin ve bitki türü bulunuyor. Ancak bunlardan bazıları hem kolay bulunur olması, hem pratik tüketimi hem de daha yoğun etkilere sahip olmasıyla göze çarpıyor. Şimdi sizinle bu besinlerin detaylarını paylaşıyor olacağız.

    Yaşlanmayı Geciktiren Bitkiler Nelerdir?

    Yeşil ve sarı renklerde bulabileceğimiz bir ürün olan bezelyeyle başlıyoruz. Listenin başlarında yer alan bezelye, İngiliz Tıp Dergisi tarafından yapılan bir açıklamaya göre yaşlanmanın erken dönemde beliren tüm etkileri ile savaşıyor. Bilim insanlarına göre bu faydasını ise içerdiği yüksek orandaki lif ve antioksidanlara borçlu.

    Listemizin iki numarasında ise tek bir besin değil, bir besin grubu yer alıyor: yağlı tohumlar. Cilt yaşlanmasını geciktiren bakım önerileri içerisinde sıklıkla bu tohumların tüketilmesi gerektiğinden bahsedildiğini görebilirsiniz. Badem, ceviz, yer fıstığı ve fındık gibi sağlıklı yağlara sahip olan tohumlara diyetiniz içinde belli oranlarda yer açmak, sağlığınız için yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden. Gerçekleştirilen bilimsel bir çalışmaya göre bahsettiğimiz bu kuru yemişleri haftada minimum 3 kere tüketmek, ömrün 2 ila 3 sene kadar uzamasını sağlayacak kadar etkili olabiliyor. Ayrıca bilindiği gibi dünyadaki en büyük ölüm oranına sahip hastalıklardan olan kanser ve kalp damar hastalıklarını önlemesi de bu tohumların büyük avantajlarından. Yağlı oldukları için kilosunu kontrol altında tutmak isteyenlerin sınırlı tüketmesini önerdiğimiz bu besinlerden ara öğün olarak günde bir küçük kahve fincanı kadar tüketebilirsiniz.

    Türk Mutfağı için etin her türünün ne kadar vazgeçilmez olduğunu biliyoruz. Birçoğumuz etsiz öğün geçiremiyor, kendini ödüllendirmek için bile et tüketiyor. Ancak her öğünde köftelere, tavuklara yer vermesek de olur. Hatta yalnızca hafta içinde birkaç öğünü etsiz geçirmeniz, bilim dünyasının yeni tavsiyeleri arasında. Kinoa, kara fasulye, soya, pirinç, tofu, karabuğday gibi tamamen vegan içeriğe sahip olan besinleri tüketmeniz böbrek sağlığını korumanız açısından oldukça faydalı. Bahsettiğimiz besinler mutfağımıza her ne kadar yeni girmiş olsa da son dönem diyetisyenlerin sıklıkla önermesinden dolayı pek çok markette bulunur hale geldi. Protein içeren bitkiler arasında yer alan bu besinler sayesinde böbrekleri yormadan günlük protein ihtiyacınızı rahatça karşılayabilirsiniz.

    Yaşlanmayı geciktiren alışkanlıklar arasında en çok dikkatimizi çekenlerden biri de havuç. Glasgow Üniversitesi ve Exeter Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalara göre havuca rengini veren karotenoidler, yeni ve sağlıklı hücre oluşumunu destekleme konusunda büyük bir yardımcı. Bu sayede yalnızca bedenimiz yenilenmekle kalmıyor, ciltte de yaşlanma belirtilerinin görülmesi erteleniyor. Üstelik havucun içerdiği antioksidanlar ve yüksek A vitamini oranıyla bakteri ve virüsleri vücuda etki etmeden uzaklaştırmak mümkün. Cildi korumak, enfeksiyonları önlemek, serbest radikalleri uzaklaştırmak: bir bitkiden daha ne isteyebiliriz ki!

    Omega-3 yağ asitlerinin faydaları saymakla bitmez. Öyle ki bu özel bileşenler sayesinde kalp hastalıklarından diyabete kadar pek çok risk faktörünü ortadan kaldırmak mümkün. Bu mucize asit bakımından en yüksek besin türü ise Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin yaptığı açıklayamaya göre sardalye. Siz sardalyenin boyutuna aldanmayın, bu küçük balıklar, günlük omega-3 ihtiyacının yarısı kadarını, B12 ihtiyacının ise dört katını karşılamaya yetiyor. Bu içeriği nedeniyle özellikle gebelik dönemi beslenmesinde anne-bebek sağlığı için bu balığa sıkça yer verilmesi öneriliyor. Küçük balıklardan olduğu için pek tercih etmediğimiz bu balıkların aslında ton ve somon gibi daha çok tükettiğimiz balık türlerinden çok daha az toksin içerdiğini de hatırlatmakta fayda var.

    Kopenhag Üniversitesi’nin yaşlanmayı geciktirmek için yapılan çalışmalar arasında yer alan bir deneyine göre orta zincirli yağ asidi türlerinden almak, DNA’yı hasarlara karşı korumak ve beynin yaşlanmasını önlemek için oldukça önemli. Bu alanda en kolay bulunur bitki ise Hindistan cevizi. Genel olarak tropik meyvelerin zihinsel fonksiyonları korumada etkili olduğunu söylemek mümkün. Ancak bu meyveler içerisinde Hindistan cevizinin yeri apayrı. Bunu, Hindistan cevizinin yaşlanmayı geciktiren maskeler içerisinde de sıkça kozmetik dünyasının kullanmasından anlayabilirsiniz.

    Probiyotik bakımından zengin besinler tüketmenin bağırsak sağlığı, haliyle emilim düzeyi ve dolaylı olarak bağışıklık sistemi için eşsiz bir önemi olduğunu biliyoruz. Peki lahana turşusunda yüksek oranda probiyotik bulunduğunu biliyor muydunuz? Bakterilerin ve mantarların oluşturduğu enfeksiyonları önlemede, bağışıklığı güçlendirmede ve metabolizmanın düzenlenmesinde bu besinin faydaları büyük. Bu sayede tabi ki daha uzun bir ömrü yakalamak da mümkün olabiliyor.

    Yine probiyotik bakımından oldukça besleyici bir diğer üründen bahsedeceğiz: kefir. Yoğurt gibi zengin bir bakteri ve maya karışımına sahip olan kefir, yıllardır pek çok araştırmaya konu olmuştur. Bu araştırmalar da gösteriyor ki kefirin sayesinde diyabet, kalp damar hastalıkları ve felç gibi ciddi tablolar daha oluşmadan önlenebilir. Hazır paketlerle satılan, şeker ve koruyucu içeren kefirler yerine, evinizde kendi doğal kefirinizi yapmanız ise çok daha sağlıklı bir alternatif. Hem böylece kefire sınırlı seçenekler yerine dilediğiniz meyveyi ya da aromayı ilave edebilirsiniz.

    Siz de bahsettiğimiz bu erken yaşlanmayı engelleyen yiyecekler ile kendinize kolay yoldan büyük bir iyilik yapmak istemez misiniz? Sorularınızı yorum olarak bizlere paylaşmayı unutmayın!

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.